Çizgilerle Bediüzzaman Said Nursi 2 Cilt- 9277
Çizgilerle Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî.
Üç devre şahitlik etmiş bir büyük âlim, bir büyük kahraman.
Padişahlık, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin iz bırakmış, ses getirmiş bir büyük ismi.
Hayatını iman ve Kur’ân davasına adamış bir büyük Peygamber vârisi.
Yediden yetmişe herkese hitap eden büyük Kur’ân tefsiri Risale-i Nur Külliyatının müellifi.
Bugüne kadar onun hayatını, başta Tarihçe-i Hayat olmak üzere pek çok eserden okudunuz belki. Ama böylesine rastlamadığınıza eminiz.
Sahasında bir ilk olma özelliği taşıyan Çizgilerle Bediüzzaman Said Nursî, büyük Üstadın hayatını sadece okumak değil, adeta bir ‘çizgi sinema’da izler gibi temâşâ etmenize imkân tanıyan bir şâheser.
Tam tamına 1000 sayfa ve 22 bölümden müteşekkil, iki ciltlik bu dev eseri elinize aldığınız andan itibaren bırakamayacak, Bediüzzaman’ın hayatını adeta ‘seyretmenin’ doyulmaz tadına varacaksınız.
Eserin sayfalarını çevirirken, kendinizi, usta ressam Hayreddin Ekmen’in sanki oradaymışçasına resmettiği ve fırçasıyla ilmek ilmek dokuduğu hâdiselerin arasında hissederek bir büyük tarihe de şahitlik etmiş olacaksınız.
Sizi, ders ve ibret dolu bir hayatı anlamaya davet ediyoruz. Bediüzzaman’ın çizgisinde, çizgi roman tadında…
Çanta Boy Risale Seti- 8386 Yeni Tanzim Lügâtçeli (14 Kitap)
Risale-i Nur Külliyatından
Çanta Boy Risale Seti
Sünnet-i Seniyye düsturlarının aklî, kalbî ve ruhî hastalıklara, özellikle de sosyal yaralara birer devâ olduğunu, başka felsefî meselelerin onların yerini tutamayacağını ifade eden Said Nursî “Şeriat-ı Muhammediye ve Sünnet-i Ahmediyede hiçbir mesele yoktur ki, müteaddit hikmetleri bulunmasın.” demektedir.
Öte yandan, yazılan yetmiş-seksen risalenin, Sünnet-i Seniyyenin meselelerinin ne kadar hikmetli ve hakikatli olduğuna büyük birer şahit hükmünde olduğuna da dikkat çeken Bediüzzaman “Eğer bu mevzuya dair, iktidar olsa, yazılsa, yetmiş değil, belki yedi bin risale, o hikmetleri bitiremeyecek.” sözleriyle meselenin ehemmiyetini vurgulamaktadır.
Beyanat ve Tenvirler
İlk ve orijinal tanzimi Bediüzzaman Said Nursî’nin talebelerinden Zübeyir Gündüzalp’e ait olan Beyanat ve Tenvirler isimli eser, Risale-i Nur’dan içtimaî ve siyasî hayata bakan ölçüleri ihtiva ediyor.
“Hürriyet nedir? İstibdat nedir?”, “Meşrutiyet nedir?”, “Meşrutiyet ve Cumhuriyetin Şeriata uygunluğu”, “Din adına siyasete soyunmanın dine verdiği zararlar”, “Dindarların perde yapılarak, siyasetin dinsizliğe alet edilmesi”, “Demokratlık, demokratlığın ölçüleri”, “Siyasette Ahrar/Hürriyetçiler çizgisi”, “Tek adamlık sisteminin yanlışlığı”, “Meclis hâkimiyeti ve meşveretin önemi”, “Gayr-i müslimlerle ilişkiler”, “Hukukun üstünlüğü, adalet-i mahza” gibi konular eserde üzerinde durulan başlıca mevzulardır.
Said Nursî “Eski Said’in Hutbe-i Şamiye ve zeyilleri gibi hayat-ı içtimaiye medresesinde aldığı dersleri ve konuşmaları, bu bîçare kardeşiniz bedeline, müştak olduğum kardeşlerimle benim yerimde konuşmalarını tevkil ediyorum.” diyerek, bu eserdeki sosyal hayata bakan ölçülerin önemine işaret ediyor.
Eserde, özetle “Namaz ibadetinin mahiyet ve ehemmiyeti; farz namazın beş vakte tahsis edilmesinin hikmeti; nefs-i emmârenin seslendirdiği ‘Namaz iyidir; fakat her gün her gün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor.’ sözlerine karşılık insanı uyandıran, gayet tatmin ve ikna edici ‘ikaz’lar; yirmi dört saatten bir saati beş vakit namaza vererek ebedî saatler kazanmanın büyük bir ahiret ticareti olduğu; namazın dünyada, kabirde, mahşerde ve sıratta büyük mânevî kazançlar sağladığı; namazda okunan duaların mânâ ve ehemmiyeti” gibi konular üzerinde durulmaktadır.
Risale-i Nur’da
Hürriyet, Adalet ve Meşveret
Kur’ân’ın dört temel maksadından biri olan adalet, imanın bir hususiyeti bulunan hürriyet ve İlâhî bir emir olan meşveret Risale-i Nur Külliyatı’nda mühim mevki almış olan konulardandır.
Adaleti her şeyden önce Cenab-ı Hakkın Adl isminin bir tecellisi ve kâinatta hükmeden mühim bir unsur olarak gören Said Nursî, varlık âlemindeki bu esaslı düsturun insan hayatına da yansıması gereği üzerinde durur.
Onun, üzerinde en çok durduğu konulardan biri de, “hayatımda en esaslı düsturum” dediği “hürriyet”tir. Hürriyeti “imanın bir özelliği ve Rahmanın bir hediyesi” olarak gören Said Nursî, “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” demiş, hakikî hürriyet anlayışının ise “iman” ile mümkün olduğunu nazara vererek, “İman ne kadar mükemmel olursa, o derece hürriyet parlar. İşte Asr-ı Saadet!” sözleriyle, gerçek hürriyet, demokrasi, adalet ve meşveret uygulamalarının en güzel şekilde Hz. Peygamber ve Hulefâ-i Râşidîn döneminde tatbik edildiğine dikkat çekmiştir.
Said Nursî, “adalet, meşveret ve kuvvetin kanunda toplanması” şeklinde tarif ve telâkkî ettiği meşrutî, cumhurî ve demokratik sistemleri, öz itibariyle “ruh-u Şeriat”tan görmüş, İslâmiyet namına sahip çıkılması ve Kur’ân’ın esasları çerçevesinde iyileştirilmesi yönünde tavsiyelerde bulunmuştur.
İşte “Risale-i Nur’da Hürriyet, Adalet, Meşveret” isimli eser, Said Nursî’nin bu konulardaki izah ve tespitlerinden öne çıkanların derlendiği bir tanzim çalışmasıdır. Metinler, kronolojik olarak sıralanmaya çalışılmış ve anlamayı kolaylaştırmak adına da ara başlıklar yerleştirilmiştir. “Meşrutiyet Dönemi” ve “Cumhuriyet Dönemi” olarak iki ana bölümden oluşan eser, Said Nursî’nin içtimaî-siyasî hayata bakan tespitlerinin küçük bir nümumesi niteliğindedir.
Hanımlar Rehber
Çağımız kadını arayış içindedir. Huzura ve saadete hasrettir. Aradığı saadeti, maddeci anlayışın sunduğu uyuşturucu oyuncaklarda bulması ise mümkün değildir.
İşte çağımız insanının yaşadığı korkunç buhranın inançsızlıktan veya inanç zayıflığından kaynaklandığını Kur’ân gözlüğüyle teşhis eden ve tedavi çarelerini yine Kur’ân’dan alıp sunan büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî, çağdaş kadının meselelerine de aynı anlayışla yaklaşarak, gerçek huzur ve saadetin yolunu göstermiştir. Bu yol, yeniden imanın güzelliklerine dönmekten başka bir şey değildir.
Risale-i Nur Külliyatından “Hanımlar Rehberi” isimli eser Bediüzzaman’ın “şefkat kahramanları” olarak nitelediği ve yaratılıştan gelen seciyeleri ile İslâma büyük hizmet edeceklerini müjdelediği hanımlara yönelik elmas kıymetindeki hakikatler ile “kadın” üzerinden aileyi ve toplumu çökertmeyi hedef alan ifsat komitelerine karşı yapılmış tarihî ikazları ihtiva etmektedir.
Said Nursî’nin “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir”; “Kadın, aile hayatında müdîr-i dahilî olmak haysiyetiyle kocasının bütün malına, evlâdına ve her şeyine muhafaza memurudur”; “İnsanın, hususan Müslümanın tahassungâhı ve bir nevi cenneti ve küçük bir dünyası aile hayatıdır” gibi tespitleri ve kadının ailenin-toplumun inşaasındaki kritik rolü de nazar-ı dikkate alınırsa, Hanımlar Rehberi’ndeki ölçülerin ehemmiyetiyle ilgili fazlaca bir şey demeye gerek kalmayacaktır.
Nur’un İlk Kapısı
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin “Risale-i Nur’un bir fihristesi, bir listesi ve bir çekirdeği” olarak adlandırdığı bu eser, 1925 yılında sürgün edildiği Burdur’da telif edilmiştir. Kendisinin Burdur’da iken dersler ve sohbetler şeklinde ehl-i imanın istifadesine sunduğu iman hakikatleri, bu eserin muhtevasını oluşturmaktadır.
Risale-i Nur’un telifinden evvel vücuda gelmesi hasebiyle, yeniden neşredileceği vakit Hazret-i Üstad tarafından “Nur’un İlk Kapısı” ismine lâyık görülmüştür. Hakikaten, eserin ifade ettiği hakikatler, Risale-i Nur Külliyatından olan Küçük Sözler ve bazı mühim Sözlerin çekirdeklerini içinde bulundurmaktadır. Hatta Sözler’deki bazı hakikatlerin izahları da bu eserde yer almaktadır.
Hazret-i Üstad bu eserin Eski Said ile Yeni Said’in birbiriyle münazaraları neticesinde ortaya çıktığını ve nefs-i emmâreyi tam susturduğunu ifade etmektedir. Doğrudan doğruya Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın ayetlerinden tereşşuh edip, Yeni Said’e ayne’l-yakîn kuvvetinde on üç dersten müteşekkildir.
Yine Hazret-i Üstad bu eserdeki hakikatlerin zaten Risale-i Nur’da yer aldığını ifade etmekle birlikte, Kur’ân’ın Yeni Said’e en birinci dersi ve Yeni Said’in ilme’l-yakîn ve ayne’l-yakîn derecesinde bir meşhudatı olduğundan, Nur Şakirdlerinin neşretmelerini istemektedir. Biz de bu kıymetli eseri dipnotlu-lügatçeli olarak ve yeni tanzim şekliyle okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz.
Bereketli, istifadeli okumalar dileriz.
İşte Ayetü’l-Kübra isimli risale, yolculuğa başlamış ve dünyaya misafir olmuş bir insana, kâinattan Yaratıcıya dair bilgileri anlatmaktadır. Zevk ve heyecanla okuyacağınız ve tekrar tekrar okuma arzusu duyacağınız bu kıymetli eseri bitirdiğinizde şöyle diyeceğinizden eminiz:
“Kâinattaki her şey, Cenab-ı Hakkın sadece varlığının gerekli olduğunu değil, aynı zamanda nasıl bir Yaratıcıya inanmak, ibadet etmek durumunda olduğumuzu da bildiriyor. İlimlerin diliyle bütün varlıkların bu sözlerini anlama kabiliyetini verdiği için de Allah’a milyonlarca hamd olsun.”
Sizleri, kâinattan Hàlık’ını (Yaratıcısını) soran temsilî şahsın çıktığı tefekkür seyahatiyle baş başa bırakırken, bizler de asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursî’nin bir eserini daha neşretme imkânı verdiği için Allah’a hamd ediyoruz.
“Bediüzzaman ve Risale-i Nur hakkında bir konferans” mahiyetinde olan eser, başlıca bölümler olarak Bediüzzaman Said Nursî’nin içtimaî-siyasî hayata ait üç mühim mektubunu, Said Nursî’nin güzide talebesi Zübeyir Gündüzalp’in 1947 ve 1950 tarihlerinde Ankara Üniversitesi’nde Risale-i Nur hakkında verdiği iki konferans metnini ve bazı Nur Talebelerinin kıymetli mektup, fıkra ve müdafaalarını ihtiva etmektedir.
Eserden bazı bölümler şunlardır:
– Zübeyir Gündüzalp’in 1947 ve 1950’de Ankara Üniversitesinde verdiği iki konferans.
– Ezher Üniversitesi talebelerine bayram tebriği münasebetiyle yazılan bir mektup.
– Hasan Feyzi Yüreğil’in Risale-i Nur hakkında bir mektup ve şiiri.
– Avrupa’da bulunan mühim bir âlimin manzumeleri.
– Onuncu Mesele münasebetiyle Hüsrev Altınbaşak’ın Üstadına yazdığı bir mektup.
– Üniversite Nur Talebelerinin, Nur hakikatlerinin fen dairesindeki fevkalâde kıymetini takdir ettiklerine dair bir numune.
– Risale-i Nur nedir? Bediüzzaman kimdir?
– Nurun yüksek bir talebesinin mahkeme müdafaasından bir parça.
– Başvekile (Adnan Menderes) verilen bir hakikat.
– Ehemmiyetli iki suâle cevap.
– Reis-i cumhura (Celâl Bayar) ve Başvekile (Adnan Menderes) hitaben yazılmış iki hakikat.
– Üniversiteli bir Nur Talebesinin beraetle neticelenen mahkeme müdafaası.
2024 yeniasya duvar takvimi 1. Bölge
Bu yıl takvim kartonlarımız 4 çeşit
KOD: 01 KÂBE
KOD: 02 MEDİNE-İ MÜNEVVERE
KOD: 03 AYASOFYA
KOD: 04 GÜL
YENİ ASYA DUVAR TAKVİMİ
Muhterem Yeni Asya Takvimi müşterimiz;
Size lâyık olabilecek şekilde titizlikle hazırlamaya gayret gösterdiğimiz Yeni Asya Takvimini tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Takvimimizin her günkü yaprağında ailenizin fertlerinden en az birine faydalı olabilecek bir bilgiyi bulundurmaya çalıştık. İnşaallah faydalı olacağını umuyoruz. 2021 yılının şahsınıza, ailenize ve bütün insanlığa hayırlı olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ederiz.
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacılık Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Ahirzaman Tarihi Seti 5 Cilt- 7914
AHİRZAMAN TARİHİ
BU SETLE YAKIN TARİHE BAKIŞ AÇINIZ DEĞİŞECEK
19. asırdan itibaren yakın tarihimizin önemli dönüm noktalarının Risale-i Nur ışığında değerlendirildiği set, bizi âhirzamanın “dehşetli” olaylarıyla baş başa bırakıyor.
Bu beş kitaplık seride;
OSMANLI MODERNLEŞMESİ: Batı karşısındaki gerilemenin telafisi için yapılan yenilenme ve ıslahat hareketlerini,OSMANLI DEMOKRASİSİ: Bediüzzaman’ın “Şeriat namına” alkışladığı Meşrutiyetle gelen kısmî demokrasi ve hürriyet havasını,
ELVEDA OSMANLI: Altı asırlık Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilişini, Milli Mücadele ve İstiklal Harbi yıllarını;
ADI CUMHURİYET: Çalkantılı yıllar sonrasında yüzünü Batıya dönen, “isim ve resimden ibaret” kalan Cumhuriyet idaresini ve tek parti dönemini;
DARBELİ DEMOKRASİ: Önü her on yılda bir darbelerle kesilen “demokrasi serüvenimiz” ve sancılı yılların arka planını bulacaksınız.